Öpte barışalım…
Tamam sustum barışalım.
Aaa bak instagramda ne var, hadi hadi uzatma barışalım.
Kuş geçiyo bak kuş kuş, hadi barışalım…
Tıpkı küçük yaştakileri kandırır gibi. Yarım bırakılan çözümsüz barışmalar.
Tamamlanmayan işleri bedende, akılda öylece bırakıp, yutup, sineye çekip öylesine barışmak.
Yuttum zannedilenler; yutulmayabiliyor, inandım dediklerimiz, inanamayıp sonradan öfkeye veya beden somatizasyonlarına dönüşebiliyor.
Üzerini kapatıp aşşağı süpürdüklerimiz, orada beklerken kokabiliyor.
En güzeli dipten temizlik. Yani karşıdakiyle konuşabilmek. Birincil duygu dediğimiz, o anki hissimizi söyleyebilmek. Sonrasında ortaya bambaşka semptomlar çıkmadan bugün konuşabilmek.
Seanslarda sıklıkla gördüğüm vakalardan biri de geçmişte uğradığı tacizi tecavüzü annesine bile konuşamayanlar. Korkanlar. Konuşsada anlaşılmayanlar. Bugün çok farklı semptomlarla geliyorlar.
Bu hayat bu kadar ağır geçmemeli.
Özgürce konuşup içimizi dökebilmeliyiz. Belki çözüm olmaz ancak konuşabilmek en azından travmatik bir kilitlenmenin önüne geçer…
Lütfen bu bağlamda psikoterapi seanslarını deneyimleyin?
Huzurlu günler dilerim….
Ahh bir de yaz mevsimi ılıklığında günler ?

.

.

.

Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar